Mesajlar Etiketlendi ‘onur ünlü filmleri’


İki kanka yönetmenden ikincisi de filmini vizyona soktuğu bu hafta, ilkine gitmişken ikincisine gitmemek olmaz dedik ve hemen salonların yolunu tuttuk. “Behzat Ç.” ile ilgili bir yazı yazmamıştım, çünkü bir eleştirmen öncelikle objektif olmak zorunda ve uğruna sevgilimi ekip pazar akşamlarımı bir sene boyunca feda ettiğim dizi ile ilgili objektif bir eleştiri yazmamın imkanı olmadığından, bu sayfayı propaganda için kullanmayayım dedim. Ama bu film başka; pazartesilerimi çalan “Leyla ile Mecnun” dizi kadrosunun neredeyse yarısını barındırmasına rağmen, farklı dertleri, bambaşka bir yapısı olan apayrı bir film. Bu yüzden yazıyı hak ediyor.
Filmimiz Eskişehir’de (ki Onur Ünlü’nün en sevdiği şehir sanırım) anayasa profesörü olarak hayatını sürdüren ve halk tarafından tanınmış Celal Tan’ın, peri masalı gibi başlayan bir aşk ile evlendiği, kendinden 40 yaş küçük karısını öldürmesi ile başlıyor. Bundan sonrası aile içinde, cinayeti ne yapıp edip saklama isteği, durumu örtbas edip suçu başkasına atma hevesleri ile örülmüş kaba bir kara mizah örneği. Sonuç olarak film bizi absürtlükleri ile güldürürken aynı zamanda içimizi sıkıntı ile dolduruyor. Bu bağlamda film başarılı diyebiliriz.
Onur Ünlü filmografisini “Leyla ile Mecnun” dizisi ile tüm Türkiye önünde tanınmadan ve sadece festival meraklısı bir kitle tarafından değer gördüğünden beri takip ederim ve çok da başarılı bulurum. Kendine has ince mizahı ve göndermeleri, birçoklarına göre karmaşık ve sıkıcı bulunmasına karşın, her zaman için yeni film çekse de takibe devam etsek dediğim bir yönetmendir. Fakat meşhur olmak yönetmene pek yaramamış ve hikayesini bu sefer daha halk dilinde oluşturmaya çalışmış. Bu yüzden de arada kalmış herşey. Bir sahnede çok basit ve karikatürize karakterler, gayet saçma komedilerdeki gibi repliklerini sıralarken, beş dakika sonra, son derece metaforik bir gönderme ile şok oluyorsunuz. Sonuçta salondan çıktığınızda arada kalıyorsunuz. Ayrıca filmin reklamlarda dönen iki sahnesindeki absürtlükler de sadece bu iki sahne ile sınırlı. O zaman neden sadece bu sahnelerle reklam yaptınız diye sorasım geliyor. Politik göndermeleri de bir önceki filmi “Beş Şehir” yanında çok suya sabuna dokunmaz bir halde. Tamam sistem eleştirisi yapılıyor fakat gerisi gelmiyor. Bu hali ile Trt’nin sansürcü yapısından kurtulamamışlık izlenimi veriyor. Halbu ki Ahmet Kaya müziği fonunda, anarşist kızı döverek öldüren polis memuru ne kadar etkileyiciydi. Bu filmde bunlardan yok, sonuçta eğlenelim gülelim.
Oyuncular da aynı dizideki hallerindeler. Ushan Çakır babam demiyor da bu sefer dayım diyor. Cengiz Bozkurt en az Erdal Bakkal kadar kaypak bir karakter. Diğer oyuncular da başka dizilerden gelme olduklarından, ordaki oyunculuklarını aynı şekilde devam ettirmişler. Bir dizi seyreder gibi seyrediyoruz.  Celal Tan’ı Selçuk Yöntem bile aldatılan adam rolünden sıyrılamamış, “Aşk-ı Memnu” dizisindeki hallerine devam ediyor. Ayrıca o bünyeye o küfüler hiç gitmemiş, çok iğreti duruyor. Hani diğer oyuncuların ettiği her küfür son derece yerinde ama Celal Tan olmamış. Filmdeki tek göze batan oyuncu Bülent Emin Yarar; ki sadece onun oynadığı sahnelerde film oyunculuk açısından izlenir kılınıyor.
Filmin teknik yönlerine gelirsek daha bir dökülüyor. “Yazın dizi tatile girdi, bu malzemeler ile filmi de çeker miyiz acaba? Çekeriz abi ya ne olcak.” Sanki teknik ekip arasında bu diyaloglar geçmiş de bütün dizi malzemelerini sete taşıyıp filmi çekmişler gibi, bir baştansavmalık filmin geneline hakim. Görüntüler yavan, ışık bir yerde çok fazla iken diğer tarafta yetersiz. Sonuç olarak ortaya daha halk kitlesine hitap eden, anlaşılabilir ama diziden bozma, vasat bir film çıkmış.
Benim gibi Onur Ünlü hayranı fanatikleri, bir film için böyle müstesna bir yönetmeni terk etmezler; fakat bu film Onur Ünlü filmografisinin en zayıf halkası ve eğer tanışmak istiyorsanız, öncelikle gidin diğer filmlerin dvd’sini edinip seyredin. Böylece bu filme katlanmaya nedeniniz olsun. Kendisinden daha özgün ürünler bekliyoruz. İyi seyirler.
PUAN: 6/10
CİLASUN



Geçenlerde, TRT’de yeni başlayan “Leyla ile Mecnun” dizisinin ilk bölümünü izlerken, bir gariplik hissettim… Dizi, isminden de anlaşılacağı üzere, aşk üzerineydi; ama senaryoda bir anormallik vardı. Olaylar normal bir şekilde işlemiyordu, ama normal gibi görünüyordu. Kıllanmaya başlamıştım. Hani annenizin pastasının tadını nereye gitseniz hatırlarsınız ya, aynen öyle bir şey oluyordu bana da. Bu dizinin senaristi ya da yönetmeni benim tahmin ettiğim adam olmalıydı. Ama tam emin olamıyordum, derken dizide geçen bir kitap kafamdaki tüm soru işaretlerini siliverdi.>> Yazının devamı için: http://www.kulturmafyasi.com/2011/03/14/onur-unluye-dair/ (Kaynak: Kültür Mafyası)

MEHMET