Haziran, 2011 için arşiv


Sonunda meyve veren ağacın bir köşede kurumasına izin verilmedi ve üçüncü bölümde bitecek denilen Karayip Korsanları serisinin dördüncüsü vizyonda. Bunda hiç de haksız değil yapımcılar. Çünkü halen daha, gişede harcanan paranın kat kat fazlasını getiriyor seri. Aslında bu tarz para tuzaklarına sonuna kadar karşı bir sinema seyircisi olsam da, konu Karayip Korsanları olunca, ben de o tuzağa düşmüşlerden olduğum için boynum kıldan ince. Korsan hikayeleri ile çocukluğu geçmiş birisi olarak, bir de her yaptığı işe hayranlık duyduğum Johnny Depp‘i kadroda bulundurması filmin her çıkacak bölümüne gitmemi zaten garanti etmiş durumda. Bir de bu bölümde utanmadan yanına Penelope Cruz eklenmemiş mi? Üç saat boyunca oturup boş boş kameraya baksalar bile sıkılmadan seyrederim yani. Bundan dolayı filmle ilgili aşağılayıcı bir eleştiri yazısı beklemeyin. Başka bir gişe canavarı filme artık.
 
Tabi filmin eksileri yok mu? Birçok var hemde; hatta anlatmaya satırlar yetmez. Neyse bir köşesinden başlayalım. Öncelikle filmimiz, önceki üç filmden alıntı parçaların bir kolajından ibaret. Penelope Cruz ile karşılaşma sahneleri ilk filmdeki demirci sahnesi ile birebir. Sonra Karasakal, ikinci filmimizdeki kötü kaptanımızın efektsiz hali. Deniz kızları sahnesi çok başarılı ama ilk filmde de, bunun denizde yürüyen korsanlar versiyonunu görmüştük. Yönetmenin neden değiştiğinin yanıtı böylece alıyoruz aslında. Hiçbir yönetmen çektiği birşeyi bir daha çekmek istemez herhalde. Sonuçta Rob Marshall da ünlü ve bu tarz filmlerde deneyimli bir yönetmen olarak, benzer stilize sahneleri tekrarlamakta oldukça başarılı. Fakat izleyicide başarılı bir kopya etkisinden başka birşey bırakmıyor.
 
Bütün sahneleri önceki filmlerden alınmış desek de, konusu önceki seri ile bağlantılı değil. Olaylar muhtemelen daha sonrasında gelişiyor ve karakterler daha öncesi ile ilgili hiç konuşmuyorlar. Sonuçta yaşandı bitti. Bu açıdan film başarılı. Bir de gelecek devam filmine bir hazırlık söz konusu. Sanki “Kill Bill2” filmindeki gibi konuşmalardan ibaret ve sadece öncesindeki bol kavgalı filmin açıklamasını yapmak istercesine. Ama burda olaylar tam tersi. Büyük gemi savaşlarını ikinci filmde göreceğiz. Sonuçta herkes gemisine ancak filmin sonunda kavuşuyor. Bu arada, hiç spoiler vermeyi sevmeyen ben, doya doya herşeyi açıklıyorum ama bu filmde amaç son değil zaten, olaylar boyunca yeterince eğlenmek. Film bunu sağlıyor da; bu açıdan da başarılı diyebiliriz.
 
Johnny Depp bildiğiniz gibi, harikulade yani. Diğer oyuncular da önceki filmlerde oldukları gibiler. Penelope Cruz ise, her ne kadar ana karakter gibi görünse de figüran kadar rolü vardı. Devam filminde onda da güzel bir gemi ve bolca savaş görmek istiyoruz. Görüntüler başarılı, fakat artık 3D düşmanı oldum. İstemiyoruz sinemalarımızda, iki boyutlu çekin lütfen yapımcılar.
 
Sonuç olarak benim gibi fanatikseniz zaten bu zamana kadar beklemeyip seyretmişsinizdir. Bunun dışında da sadece gişe canavarı filmleri sevenler tarafından katlanılabilir bir film. Eğlendiriyor, unutuluyor, fakat bir de kopya hissi veriyor ki bu da eksi yönü. Vizyonda bolca seçenek varmış gibi görünürken, aslında ülke çapında sadece 3er salonda oynayan filmler olduğu, gitmek istediğiniz zaman anladığınız bu dönemde, çok salonda yer kaplayan filmler arasında kabul edilebilir bir başarı oranını tutturmuş. İyi seyriler.
 
Puan: 7/10
Cilasun